Fıkralar
Öğretmen derste çocuklara sormuş:
çocuklar kim cennete gitmek ister Temel hariç bütün öğrenciler parmak kaldırır öğretmen Temele sorar:
temel sen niye parmak kaldırmıyorsun
Temel şu cevabı verir:
-annem dediki okuldan sonra hemen eve gel
Temel çok para kazanmış. Ailece lüks bir lokantaya gitmişler. En pahalı şarabı seçip ısmarlamış.
- Garson “ Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Temel “ Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.”
Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika'ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını. ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek
- " Pardon burada hiç beyaz kadın var mı ? " diye sormuş,
- Rehber "Tabiî ki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır" demiş.
- "Peki siyah kadın var mi?"
- "Eh bir kaç tane var bu civarda"
- "Pekİ siyah beyaz kadın var mı" rehber son derece şaşkın bir şekilde
- "Tabiî ki hayır ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına" Cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun'a dönerek
- " Ula dursun yoksa dün akşamkiler penguen miydi?????".
Temel Londra'ya uçakla seyahat ediyormuş. Uçakta her şey normal iken birden pilotun sesi duyulmuş:
- "Sayın yolcular, uçağımızdaki 4 motordan bir tanesi bozuldu, ama biz 3 motorla rahat iniş yapabiliriz" Neyse rahatlar herkes. 15 dakika sonra bir anons daha:
- "Sayın yolcular maalesef 1 motorumuz daha bozuldu ama biz 2 motorla inişi yapacağız" Herkes rahat ama bir anons daha gelmesinden korkmaktadır. 20 dakika sonra bir anons daha gelir:
-"Sayın yolcularımız 2 motordan biri daha bozuldu ama biz en iyisiyiz ve 1 motorla inişi size garanti ediyoruz" Herkes ohh çeker rahatlar. Temel ise panik içinde:
- "Uyy bu motorda bozulursa havada kalacağuz
Temel oğluna parmakların isimlerini öğretiyormuş."Bak uşağum bu baş, bu işaret, bu orta, bu yüzük ve buda serçe parmak. Anladınmı?"oğlu kafasını sallayarak hayır demiş.Temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş " anladın mı uşağum?".Çocuk tekrar hayır demiş.Bir daha, bir daha derken en sonunda çocuk anladım deyince, Temel elini sallayarak "bak bakalım bir de karıştırarak sorayım" demiş
Temel Almanya'ya işçi olarak çalışmaya gider. Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır. Adam bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.
- Adam: "Ben 96 olimpiyatları dünya şampiyonu Almanya'dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük Temelin kafasını sıyırarak gider.
-Hans: "Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans'ın suratının ortasına tükürür.
-Temel: "Daha acemiyim." der
Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar :
- Oğlum kafanı ıslatmayacak mısın ?..
- Temel cevap verir : “ Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş
Temel dahiliyeci olmuş ve buna bir gün kadının biri gelmiş, demiş ki:
-Doktor bey ne yesem onu sıçıyorum. Pasta yiyorum pasta cıkıyor ekmek yiyorum ekmek çıkıyor,demiş. Temel de :
-O zaman bok ye, demiş
Temel hayvanları araştırma konusuna oldukça ilgi duymaktaymış. Bir gün bu merakını gidermek için laboratuarını kurarak çalışmalara başlamış. Örnek hayvan olarak bir PİRE almış. Çok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline çok hassas bir neşter alarak pirenin ayaklarının ucundan biraz kesmiş ve masanın üzerine bırakmış ve pireye ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım yamalak da olsa zıplamış, o sırada Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş ve masanın üzerine tekrar bırakarak seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA, ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hiçbir hareket yok..... Temel hemen kalem kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi. SONUÇ: "PİRE'nin ayakları kesilince kulakları duymamaktadır
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar;
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır
Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar. "Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz "Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler. "Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der
Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor. 'Ulan' diyor, __Ben aşağıdan içki isterken Laz olduğum anlaşılır mı acaba? Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor... __Bana bir fvisku,,,,,yok böyle anlarlar __Bana bir raki......'yok' diyor 'böyle de anlarlar. __Bana bir bira.... Tamam diyor böyle iyi anlamazlar.... Ve aşağıya iniyor, masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor. Barmen bana bir bira. Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor: __Birader sen laz mısın? Temel _uuuy nasıl anladın diyor; _burası resepsiyon da bar karşıda
Temel kamyonuyla yokuş aşağı inerken freni patlar ve kamyonu son sürat gitmeye başlar, ve kamyon bir kavşağa gelir temel bir bakar sağ tarafta pazar kurulmuş yüzlerce insan ,soluna bakar bir tane çocuk. Pazara girip yüzlerce insanı öldüreceğine çocuğa çarpmayı tercih eder. Ertesi gün gazeteler şöyle yazar TEMEL KAMYONUYLA PAZAR YERİNE GİRDİ 20 ÖLÜ 50 YARALI. Temele sorarlar niye pazara daldın? Diğer yöne gitmedin?
-Temel cevap verir
-BENİM NİYETİM ASLINDA ÇOCUĞU EZMEKTİ. ÇOCUK PAZAR YERİNE KAÇINCA
Temel Dursun'a sordu. Yahu dursun Aristo mantığı nedir. Dursun nasıl anlatacağını düşündükten sonra:
-
-Bak Temel.. Temel:efendim Dursun:senin akvaryumun varmu? Temel:var Dursun:akvaryumunu severmisin?........evet Dursun:o zaman balıklarıda seversin?........evet Dursun:o zaman denizi de seversin?.............evet Dursun:o zaman plajı da seversin?............evet Dursun:o zaman plajdaki kızlarıda seversin?..........evet Dursun: o zaman o kızlarla yatmayı da istersin?.........evet Dursun:iste aristo mantığı budur Temel'ciğim. Bu olay Temel'in kafasına yer etti. Yolda rastladığı birini cevirip sordu:
-
-Kardeş senin akvaryumun var mı? Adam:Hayır birader. Temel:Ulan sen ipnemisun
Temel Laz olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerikaya gitmiş ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce öğrenmiş ve meşhur bir piyanist olmuş. Birgün büyük bir topluluğa konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş:
-Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da! Temel:
- Benim Laz olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum.
- Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun da!!!!!!
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
Yeni evli çift birbirleri ile sevişmek istediklerini utandıklarından dolayı hiç bir zaman birbirlerine söyleyemiyorlar. Bir akşam oturmuş konuşmuşlar, biz buna bir isim koyalım dediğimiz zaman birbirimizle sevişmek istediğimizi anlarız. tamam mı tamam, adı ne olsun ne olsun çamaşır yıkamak olsun diye kararı vermişler. yeni evliler annelerinin evine gitmişler canları çok istemiş hayatım çamaşır yıkayalım mı yıkayalım canım demiş hemen ortadan kaybolmuşlar, ertesi günü yine komşuya gitmişler çamaşır yıkayalım mı diye sormuş koca yıkayalım demiş eşi. Yine gece yatarlarken kocası karısına hadi canım çamaşır yıkayalım canım çok istiyor, kadın da ya bugün makine bozuk sonra yıkayalım demiş. koca tamam der ve arkasını döner, aradan kısa bir süre sonra kadının canı ister kocasına hadi yıkayalım der çamaşırı, kocası da döner gerek kalmadı hayatım ben elle yıkadım.Bir müfettiş,İlköğretim okulu 2. sınıflardan birine teftiş için girer.Arka sıralarda oturan mahçup bir öğrenci müfettişin dikkatini çeker.
-Kalk bakalım evladım.Alfabemizde kaç harf var söyler misin?
-Öğrenci 25 der ve başlar harflerin adını söylemeye.Yalnız 4 harfi söylemeden geçer.
-Müfettiş olmadı,29 harf olması lazım der ve harfleri yeniden söylemesini ister.
-Öğrenci harfleri tekrar söyler ,sonuç yine aynı.......25...
-Bu sırada uyanık bir öğrenci söz alır.
-Öğretmenim o Fenerlidir....U.E.F.A yı bilemez..
Adamın biri ölüp cennetin kapısına dayandığında, cennetin baş meleği durdurur onu.
-İçeri almadan önce sorularıma cevap vermelisin? Hayatın boyunca tam anlamıyla iyi bir iş yaptın mı, bakalım?
Adamcağız uzun uzun düsünür, hafızasını zorlar, ama ne yazık ki yaptığı iyi bir şeyi hatırlayamaz. Melek tekrar sorar.
-Peki, bari söyle, hiç cesaret gerektiren bir şey yaptın mı, hayatında?
Adam hemen atılır gururla.
-Yaptım, tabii!
-Anlat bakalim, neymiş bu cesur iş?
Adam anlatmaya baslar.
-Ben futbol hakemiydim. Trabzon'da bir Trabzonspor-Fenerbahçe maçını yönetiyordum. Maçin son dakikasinda Trabzon aleyhine penalti çaldim.
-Vay canına, gerçekten cesurmussun sen, hadi geç bakalim!
Cennetin kapıları açılır. Bizim hakem tam geçecekken, melek merak eder:
-Ne zaman olmustu bu maç?
-Asagi yukarı üç dakika oluyor biteli...
Hakim sanığa sormuş:
-Uluslararası kaçakçılık suçu ile suçlanıyorsun. Tüm deliller aleyhine. Söyleyecek bir şeyin var mı?
Sanık boynunu bükmüş ve,
-Aman hakim bey, demiş.. Ben Fenerbahçeliyim. Uluslararası ne gibi bir faaliyetim olabilir ki?
Birgün real madrid fenerle maç yapmak için kadıköye gelecekmiş ama futbolcuların canı sıkkınmış zidane futbolculara
-canınız neden sıkkın diye sormuş
futbolcularda
-fenerle maç yapmak istemiyoruz demiş
uçak havalimanına inmiş ama futbolcular yine sıkın zidane
-tamam siz gidin ben maç yaparım demiş
futbolcular buna çok sevinmişler ve hemen istanbulun gece hayatına karışmışlar
futbolcular devre arasında stada gelmişler ve skora bakmışlar
real madrid:1 fenerbahçe:0 sonra yine gitmişler
daha sonra stada geldiklerinde skor
real madrid:1 fener:1 buna çok sevinmişler ama soyunma odasına girdiklerinde zidane başını iki eli arasına almış ağlıyor
futbolcular sormuş
-neden ağlıyorsun
zidane cevap vermiş
-eğer 60.dakikada kırmızı kart görmeseydim farka gidecektim
Bir beşiktaşlı taraftar ile bir fener bahçeli taraftar derby maçına gitmek için taksi ye binerler bu arada beşiktaş taraftarı fenerliye sen beş para etmezsin der.diğeride ona karşılık verir asıl sen beş para etmezsin sonunda inönü stadına gelirler.beşiktaşlı taksiciye sorar :
- ne kadar
taksici :
- 5 ytl
başiktaşlı taraftar :
- peki bu olmasaydı kaç para alırdın ?
taksici :
- yine 5 ytl der...
beşiktaşlı taraftar fenerliye döner ve der ki :
- gördün mü 5 para etmezsin...